Page 4 - Selam Gazetesi
P. 4
Selam Gazetesi
“NEREYE
GİDİYORSUNUZ?’’
ْ
Hepimiz yoldayız. Gidiyoruz. Rabbimiz buyuruyor ki: “َنوُبَهذَت َنْيَاَف” “Nereye gidiyorsunuz?”
( T e k v î r 8 1 / 2 6 )
Dünyanın binbir meşgalesi içerisinde bir o tarafa bir bu tarafa savrulup duruyoruz.
Kimimiz hırslarımızın peşinde, mal-mülk sevdasında, kimimiz aşk-meşk dâvâsında
hep koşuyoruz. Durmadan dinlenmeden. Ama tüm bu koşturmacalar sırasında döküp
saçıyoruz. Neleri mi? Değerlerimizi, güzelliklerimizi, bizi biz yapan şeyleri. Tüm
bunlar elimizden yitip gidiyor. Ben davası güderken yalan dolan, hırsızlık, yolsuzluk,
arsızlık takılıyor ayaklarımıza. Kırıyoruz, döküyoruz, ölüyoruz veya öldürüyoruz.
Dürüstlük, güven, sevgi, saygı, çekip gidiyor hayatımızdan. Ama Rabbimiz soruyor:
“Nereye gidiyorsunuz?’’.
Şu güzelim dünyada nereye baksak hüznün, acının kokusu geliyor burnumuza.
Kıyıya vuran bebeklerle bir kere daha ölüyor, zulme uğrayan kadınlarla bir kere
daha kahroluyoruz. Teknoloji sarmalının içinde yüzen, kaybolan çocuklarımız ve
gençlerimiz ile biz de boğulup gidiyoruz. Yürek yakan bu gidişata dur diyecek bir
ses ararken neden duymuyoruz? “ Nereye gidiyorsunuz?’’.
Bu yol, yol değil şaşkın şaşkın dolanıp durma! Muhtaç olduğun huzur, itmi’nan
nerede ise onu ara. Kulak ver: “Ey insanlar siz Allah’a gerçekten muhtaçsınız.
Allah ise ganidir, övülmeye lâyıktır.” (Fâtır 35/15). Benim kitabımdan, onun
gereklerini yerine getirmekten uzaklaşıp da nereye gidiyorsunuz diyor, Rabbimiz.
O’ndan daha doğru, O’ndan daha sağlam bir yol var mıdır ki, Kur’an’ı bırakıp da
onun peşinden gidesiniz?
Arala kapını da kulak ver: “Kim beni anmaktan yüz çevirirse mutlaka sıkıntılı
bir hayatı olacaktır. Ve onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz. O der ki: “Ey
Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Halbuki daha önce gören biriydim.” Allah
buyurur: “Işte böyle. Sana âyetlerimiz geldiğinde onları unutmuştum, bugün de
aynı şekilde unutuluyorsun!’’ (Taha 20/ 124-126).
Demek ki, kendini şeytanın, nefsinin, hevâ ve heveslerinin pençesinden kurtar
da, rotanı doğru tarafa çevir diyor; vahyin sesi. Dilinle, kalbinle, yatarken, kalkarken,
yerken, içerken, rukûnda, secdende her an, her yerde O’nu an. O’nu hatırla. O’nu
zikret. “Bilesin ki gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur.’’ (Râd
13/28).
Hz. Musa (a.s) kavmini bırakıp Tûr-i Sînâ’ya koşmuştu. Cenâb-ı Hak, “Niçin
acele ettin ey Musa?’’ diye sordu. “Benden râzı olman için acele ettim yâ Rabbi.’’
dedi. (Tâhâ 20/ 83-84) Ne müthiş hakikat: Kul rabbine, Rab de kuluna doğru koşuyor. “Beni zikredin ki, ben de sizi zikredeyim’’ (Bakara 2/252)
İstikamet düzeldi mi yol da, yolcu da âsân oluyor.
Yolun uzun, azığın sana yetmiyor mu? Kinle, nefretle, hasetle, kibirle, gıybetle, dedikoduyla, haramla, günahla kirlendin ve bunaldın mı? Ruhunu
tüm bu mâsivanın zincirlerinden kurtarıp, hakiki özgürlüğe kavuşturmak istiyorsan bak sana sesleniyor yüce kitabın:
َ
َ
ُّ
“O halde Allah’a firar edin.’’ “ِهللا يلِا اورِفف” (Zâriyat 51/50)
“Allah’a koşun.’’
“Allah’a kaçın.’’
“Allah’a iltica edin.’’
O’nun gazabından rızasına, isyanından itaatine, hoşnutluğuna ve rahmet kucağına sığının. Allah’dan kaçmayın. Bilakis Allah’a, O’nun himayesine
kaçın.
Zîra dünya ebedî mekan, insanlar sığınacak liman değil. Vesselam
Perihan Özdemir
Şeyh Şaban-ı Veli Anadolu İHL
Meslek Dersleri Öğretmeni
Sayı : 1 / 2022 / Kastamonu İmam Hatip Okulları 4