Page 6 - Selam Gazetesi
P. 6

Selam Gazetesi

                                                    KULA ESIR OLANLARI ALLAH’A KUL

                                           YAPMAK IÇIN IKI BIN KM ÖTELERDEN GELEN,

                             TANINMAYAN SAHABÎ EFENDIMIZ (R.A.)“KAYSÜ’L HEMEDÂNΔ


            Kaysü’l  Hemedânî  el-Asgar  hakkında,  ünlü    ve  sonrakiler  sonuçsuz  kalmış  ve  bu  esnada  pek  çok   medreseler, hamamlar yükselmiştir. Bu esnada Kaysü’l
        hadis  hafızı,  tarihçi  ve  kıraat  âlimi  olan  Şemseddin   sahabede şehit düşmüştür. Bu şehitlerin başında Eyüp   Hemedânî  hazretlerinin  kabrinin  keşif  yolu  ile  tespit
        Muhammed b. Ahmed b. Osman ez-Zehebî et-Türkmânî    Sultan  hazretleri  gelir.  Bu  zatın  kabri,  büyük  Türk   edilerek  burada  bir  türbenin  inşa  edilmiş  olduğunu
        (ö.1348)  bilgi  vermiştir.  Memlük  Türk  Devleti   hükümdarı Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul kuşatması   söyleyebiliriz.  Bundan  sonra  bu  zatın  türbesinin
        topraklarında Şam’da yaşamış bir Türk olan bu büyük   esnasında  hocası  Akşemseddin  tarafından  İstanbul   olduğu yere cami ve çeşme de yapılmış ve çevresinde
        âlim,  Tecrîdü  Esmai’s-Sahabe  isimli  eserinde  8000   surları  kenarında  keşif  yoluyla  bulunmuş  ve  üzerine   Hepkebirler  Mahallesi  kurulmuştur.  Halk  sahabeden
        sahabeyi listelemiştir. Bunlar içinde Kaysü’l Hemedânî   türbe  yaptırılmıştır.  Müslüman  Türk  insanı  bu  büyük   oldukları  için  Kaysü’l  Hemedânî  ve  arkadaşlarına
        el-Asgar da vardır. Kaysü’l Hemedânî’nin Kastamonu’da   zatı her zaman saygı ile ziyaret eder.           saygısından  dolayı,  türbenin  olduğu  yere  Hepkebirler
        medfun bulunduğunu ise Nakşibendi Şeyhi Şerafeddin                                                       yani “hepsi büyük zatlar” şeklinde isim vermiştir.
        Efendi anlatır.                                         Emeviler  devrinde  çok  sayıda  Anadolu  akını
                                                            gerçekleşmiştir.  Bu  esnada  İslam  orduları,  sadece   Günümüzde Hepkebirler Mahallesi, Kastamonu’nun
            Kaysü’l Hemedânî el-Asgar’ın ağabeyi olan Kaysü’l   İstanbul  taraflarına  değil,  Ankara  ve  Kastamonu  gibi   güneyinde   ve   kalenin   doğusundadır.   Kaysü’l
        Hemedânî  el-Ekber  de  tanınmış  sahabelerdendir.   yörelere de ulaşmış, buraları ele geçirmeye çalışmıştır.   Hemedânî’nin  kabrinin  bulunduğu  cami  ise  kaleye
        O,  Peygamberimizin  sevgili  torunu  Hz.Hasan’a    Kaysü’l  Hemedânî  el-Asgar  (Hemedanlı  küçük  Kays)   sadece 300 metre mesafededir. Caminin batı bitişiğinde
        hizmetlerinden dolayı büyük övgü almış bir zattır.  Hazretleri  de  Anadolu  seferleri  esnasında  Kastamonu   bulunan  türbede  Kaysü’l  Hemedânî  ve  yakınları
                                                            taraflarına gerçekleştirilen akınlarda Kastamonu Kalesi   yatmaktadır. Bu türbenin hemen 40-50 metre yakınında
            Sahabe-i Kiram’dan ve Emevi Devleti’nin kurucusu   eteklerinde şehit düşmüş ve oraya defnedilmiştir.  ise Selçuklu dönemi komutanlarından olduğu anlaşılan
        olan Halife Muaviye (661-680), iktidara geldikten sonra                                                  Karanlık  Evliya  Türbesi  bulunmaktadır.  Dolayısıyla
        Anadolu’nun fethi için hazırlık yapmış ve Doğu Roma     Kaysü’l Hemedânî el-Asgar’ın şehadetinden sonra   burası  Kastamonu’nun  çok  eski  bir  yerleşim  yeridir.
        (Bizans)  İmparatorluğu’nun  başkenti  İstanbul’u  alarak   Arap  orduları  bölgeden  çekilmişler  ve  uzun  yıllar   Kastamonu halkı Hepkebirler Camii ve Türbesi önünden
        Peygamberimiz  Muhammed  (s.a.v.)’in  kutlu  müjdesine   Kastamonu Kalesi Bizans’ın elinde kalmıştır. Selçuklu   geçerken, burada yatan zatlardan dolayı kendisine çeki
        nail  olmayı  hedeflemiştir.  Sahabeden  çok  sayıda  kişi   Türkleri 1071 Malazgirt Zaferi sonrası Anadolu’yu fethe   düzen verir ve mutlaka Fatiha okur.
        de bu müjdeye erişmek için Halife Muaviye’nin teşkil   başlamışlar  ve  komutanlardan  Kara  Tegin,  1080  yılı
        ettiği İslam ordusuna katılmıştır. Bu büyüklerin başında   civarında  Kastamonu’yu  fethetmiştir.  Ancak  bu  Türk   Daha geniş bilgi için;
        Abdullah  b.  Abbâs,    Abdullah  b.  Ömer,  Abdullah  b.   komutanı  şehit  edilince  Kastamonu  yeniden  Bizans’ın   (Şemseddin  Muhammed  b.  Ahmed  b.  Osman  ez-
        Zübeyir ve Ebû Eyyüb el-Ensarî (Eyüp Sultan) Hazretleri   eline  geçmiştir.  Bundan  sonra  bu  yöre  Türklerle   Zehebî  et-Türkmânî;  Tecrîdü  Esmai’s-Sahabe  Fazıl
        bulunuyordu. Muaviye’nin Anadolu’ya gönderdiği İslam   Bizanslılar arasında birkaç kez el değiştirmiştir.   Çifçi; Kastamonu Camileri, Türbeleri ve Diğer Tarihi
        orduları  kışı  Bizans  topraklarında  geçirdikten  sonra                                                Eserler)
        baharda hücuma geçiyorlardı.                            Nihayet  Selçukluların  büyük  komutanlarından
                                                            Beylerbeyi Hüsameddin Çoban’ın Kastamonu’yu kesin
            669 yılı sonlarında gerçekleştirilen İstanbul’un ilk   olarak  Müslüman  Türk  yurdu  yapması  ile  birlikte,          Orhan Çamlıca
        kuşatma harekâtında Muaviye’nin oğlu Yezid ve diğer   kale  çevresinde  küçük  bir  garnizon  olarak  görülen   Şeyh Şaban-ı Veli Anadolu İHL Meslek Dersleri
        önde  gelen  komutanlar  görev  almıştır.  Bu  kuşatma   Kastamonu  hızla  büyümüş  ve  üzerinde  camiler,                   Öğretmeni

              AŞAMA
        Y
        YAŞAMA



        HAKKI
        HAKKI







        Yer demir, gök bakır günlerdi. Mekke müşrikleri olumsuz
        tavırlarıyla ellerinden geleni yapıyorlardı. Her türlü yolu
        deneyerek  ilk  Müslümanları  sindirmeye,  bezdirmeye
        ve  yok  etmeye  çalışılıyordu.  İşte  böyle  bir  ortamda
        Ammar,  annesi  ve  babası  bu  yeni  İslam  hareketine
        katılmak için gönüllerini açmışlardı. Hz. Muhammed’i
        (a.s) dinliyorlar, destek veriyorlardı. Böylesi bir günde
        aralarında geçen konuşma şöyle cereyan etti:

        -YASİR: Ammar, annen bütün gece gözünü kırpmadı.    -YASİR: Ben şanslıydım annen hep erkek doğurdu.      davetine icabet eden gençlerden biridir. Yaşama hakkı
        Neredeydin? Muhammed’e mi gittin?                   -SÜMEYYE:  Öyle  ama  seninle  ben  birbirimizi  hiç   elinden alınan kız çocukları da o devrin utanç vesilesidir.
        -SÜMEYYE: Korkuyorum yavrum, sana zarar verecek     tanımaya  bilirdik  Yasir.  Sen  de  doğmayabilirdin   Halbuki Hz Muhammed kızları baş tacı etmiş, Fâtıma’sı
        kimseleri dinliyorsun.                              oğlum.  İlk  iki  kız  kardeşim  gibi  benimde  görülmem   için ‘’O benden bir parçadır. Onu üzen beni üzmüş olur’’
        -AMMAR: Muhammed’i dinliyorum anne.                 gerekiyormuş.  Ne  var  ki  babam  yapamamış.  Üçüncü   demişti.
        -YASİR: Evet, Muhammed dağıtıyor, cömert,           bir  bebeği  daha  öldürememiş.  İkinci  kızını  toprağa
        tebessümünü kimseden esirgemiyor; ne var ki fikirleri   gömerken  bebek  birden  elini  uzatmış  babamın   Diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda, “Hangi
        tehlikeli .                                         parmağını yakalamış. Hani bebekler her zaman yaparlar   günahtan dolayı öldürüldü?” diye.
        -AMMAR:  Hangi  fikirleri  tehlikeli!  Kimse  açlıktan   ya! - babam sonradan anlatmış anneme- bir an kısacık                         Tekvir Suresi 8-9
        ölmemeli, zengin fakiri ezmemeli. Bunlar mı tehlikeli   bir an sımsıkı tutmuş, sonra gevşemiş babam ancak o
        fikirler?  Genç  kızlar  zorla  evlendirilmemeli.  Seçme   zaman çekebilmiş parmağını. Ben doğunca haykırarak   O günler geçti bitti mi? Maalesef bir cahiliye uzantısı
        hakkı ya da reddetme hakkı olmalı. Daha bu gece şunları   dışarı  atmış  kendini.  Aynı  şeyleri  bir  daha  yapamam   olarak yaşam hakkı elinden alınan nice insanlar, törelere
        söyledi. Yeni doğmuş kızların gömülmesine engelleyin!  asla, yapamam diye.                               kurban edilen nice genç kızlar ve sokaklarda öldürülen
                                                                                                                 ve hatta kılıçlarla doğranan kadınlar, kızlar…
                                                            -YASİR: Sümeyye ama töreler böyle.
                                                            -SÜMEYYE: Yanlış! Bunlara izin veren tanrılar Tanrı   Halbuki  en  temel  hak  kişi  için  yaşam  hakkıdır.
                                                            olamaz.                                              Bunu  yapanlar  İslam’ın  ince  terbiyesinden  yoksun
                                                            -AMMAR: Muhammed’e gideceğim, söz verdim anne.       bedbahtlardır.  İslam’ın  boyası  ile  boyanan  bir  ruh
                                                            - SÜMEYYE: Git büyük bir insan O.                    karanlıklardan  kurtulur,  nura  gark  olur.  Yaşar  ve
                                                            - YASİR: Git oğlum.                                  yaşatır.


                                                            İşte o, Sümeyye. İnandığı yüce değerler uğruna yaşam                  Perihan Özdemir
                                                            hakkını  en  güzel  şekilde  kullanmış  İslam  tarihinin       Şeyh Şaban-ı Veli Anadolu İHL
                                                            ilk  şehididir.  Yasir  de  öyle.  Ammar  da  Peygamberin        Meslek Dersleri Öğretmeni



         Sayı : 1 / 2022 / Kastamonu İmam Hatip Okulları                            6
   1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11